Biraz Futureoloji yapmakta her zaman bir fayda görmüşümdür.
 
Bittabiki bir çok değerli yazar Futureoloji'den yararlanmış ve bunları eserlerine taşımıştır.
 
Jules Verne, Hugo Gernsback ve H. G. Wells ile genellikle "Bilim kurgunun babası" olarak adlandırılır. Eserlerinde ayrıntılarıyla tarif ettiği buluşlar ve makinaların o sıralarda gelişmekte olan Avrupa sanayisi ve teknolojisine ilham kaynağı olduğu düşünülür. Özellikle uzay,hava taşıtları, denizaltılar hakkında yazmıştır.
 
Bu yazarlar geçmişte yazdıkları geleceğe dair makina veya bilimsel gelişmelere önderlik yapmışlardır. Romanlarında anlattıkları harfiyen yapılmıştır. Bir başka deyimle onlar geleceği yazmışlardır.


 
Geleceği Yazmak
Geleceği Yazmak
Geleceği Yazmak
 
Gelecek şu anda henüz oluşmadı. Ve geleceği bizler şu anda yazabiliyoruz. Bu da rabbimizin bize sağladığı mükemmel üstü bir ayrıcalık. Tabi herkesin yapacağı bir eylem değil bu. Geleceği yazmak Akıl Sahiplerinin işidir. Hani Kuran'da rabbimiz "Akıl Sahipleri"nden bahseder ve onlara türlü misaller verir ya. Ve Rabbimiz bizlere resmen der ki " Bu ayetleri akıl sahiplerine" miras bırakıyorum. Geleceğinizi Yazabilin diye. Ya da Geleceği Yaza+bilmemizi kolaylaştırmak için miras bırakılan ayetler.
 
İşte biz de aklımızı kullanmayı fazla beceremeyen bir toplum olduğumuz için henüz bu ayrıcalıklardan malasef yararlanamıyoruz. Elin Yahudi_Amerikası Sinema ile geleceği yazmaya çoktan başladı bile. Biz anca başörtüsünün sosyal ve bilimsel toplumuzdaki yeri konulu makaleleri Kurgulayalım. trajı-komik.
Yaptığımız bilim de yok kurgu da yok malesef.
 
Ama umudumuz var. Gençliğimiz var. Geleceğimiz var. Atatürk'ün hedef gösterdiği Yüksek medeniyete kavuşabildiğimiz zaman Bilim Kurgumuz da olacak. Geleceği de yazabileceğiz. Ama malesef Şu andaki Kafa ile ile imkansız ötesi görünüyor bu durum.
 
Biz bir avucuz. O zaman bir avuca düşüyor. Ülkemin Bu Ortaçağ karanlığı misalindeki Millenyum başında Futuroloji yapabilmek.
 
Kuranda Geleceğe yazılmış o kadar çok misaller var ki. Bazı ayetlerin açılımı günümüze bile ait değil onlar geleceğe mesaj veriyor. Gelecek nesle. Ama bu veriler malesef çalınıyor. Ve Yahudi şeriatıne göre değiştirelerek yeniden kurgulanıyor. 
 
Evet dediklerim doğru. Kulağınızı iyi açın Ey Millet;
 
Hollywood Müslümana ait olan Kuran'ın geleceğe dair bilgilerini çalıyor. Ve kendi çıkarına göre işliyor. Ve bu mükemmel senaryo ve kurgularını dünyaya izlettirip geleceği şekillendirebiliyorlar. "Matrix" yapıyor. "Dejavu" yapıyor. "Minority Report" yapıyor. "Time Cop" yapıyor.
 
Müslüman ise kafa kelle kesmekle üzerine de Allah'ın adını alıp tekbir getirmekle meşgul. Bilim Kurgu ne haddine. Törörist olmayanları ise başörtüsü ile Büyük Camiler falan yapmakla meşgül. Yakında sakız çiğnemek oruç bozar mu? sorularıyla meşgul olacağız. Bütün bilmimiz bu. Yanlış yazılmış İslam tarihini tekerrürle meşgul.
 
Adamlar "Fringe" dizisinde insanlarına kuranda da anlatılan Paralel evrenleri anlatıyor. Biz "Muhteşem Süleyman"la Haremlerimizin ihtişamını anlatıyoruz. Dervişin fikri neyse Zikri de o olur misali. 
 
Adamlar İsviçre "Cern" şehrinde anti hidrojen atomu üretip soğuk fizyona ulaşma deneyleri yapıyorlar. Biz ise Anti-ka Müslüman üretip Sarıklar şalvarla sokaklarda dolaşıyoruz.
 
Bilim Müslümanın kayıp malı. Kaybedilmiş malı. Bizler o bilmi bulmakla zorunlu mükellef olmuş bireyleriz.
 
Evet o zaman biz de biraz bilim kurgu yapalım ha! ne dersiniz.
 
Gelecek Yazımda Gelecekteki Sinema hakkındaki yazıma devam edeceğim.
Esen Kalın.
 
İbrahim ERGÜL