Türkiye'de her şey hızla ilerliyor, gelişiyor, büyüyor, değişiyor, bozuluyor, küçülüyor, yok oluyor, siliniyor! Böyle bir ülke de yaşadığımız için kendimizi bahtiyar mı yoksa umutsuz mu hissetmeliyiz bilemiyoruz artık!
 
Son dönemlerde kültür sanat işlerinde bir değişim, bir bozulma, bir küçülme ve yok olma süreci başladı malumunuz... Emek sineması ile ilgili yaşananları da bu kefeye koyarsak hepten duman olduk yani...
 
Sen şuncusun, sen buncusun, sen orta yolcusun, sen bilmem nesin... Bir sınıflandırma gayreti... Oysa mutlu olmak değil miydi insanın temel gayesi? Nedir bu sınıflandırma hevesi?
 
Tek istediğimiz özgürce rahat rahat sanat icra edebilmek ve hatta mümkünse sanatımızı dünya çapında noktalara taşıyabilmek...
 
Siyasi strateji ve polemiklerden uzak, sadece insana has, insancıl olan sanatı icra edebilmek! Çok şey mi yahu? Ama olmaz, bir fikrin varsa, birinin yandaşı, candaşı ya da yoldaşı olmak gerek! Yoksa senin varlığın Türk varlığına armağan edilmiyor!
 
Yan'daş, Can'daş, Yol'daş olmadıkça elin hep dudaklarında yalamakla meşgul avuçlarını... Sanat bu kadar hafif mi? basit mi? değersiz mi? O zaman ne demeye var? Adına başka bir şey densin olsun bitsin! Sanat da olmasın, kültür de...
 
Zaten milletcek okumayı unuttuk evelallah, bir de izlemeyi, takip etmeyi, fikir üretmeyi hatta topyekun üretmeyi unuttuk çok şükür! Ama bunda digital dünyanın suçu yok ha! Yanlış anlaşılmasın! Suçlu da yok esasında! Birileri böyle arzu etti, toplumu bu kıvama getirdi..
 
Hadi yoklayın bir kendinizi, en son hangi kitabı okudunuz ve ne zamandı? Yakın tarihte bunu başarmış olanlar çok şanslılar! Bilsinler kıymetlerini... Ya başaramayanlar? Onlar gidip kafalarını taşlara, dağlara bilmem nerelere mi vursunlar?
 
Enterasan bir hal aldı memleketimiz vesselam! Oyunlar yasaklı, fikirler yasaklı, söylemler yasaklı... Alenen değil ama, el altından sopalı yani... Amaç kültürsüzleştirmekse, başarıldı vesselam!
 
İsmet İnönü döneminde yasaklanmıştı ya hani Türküler söylemek... Ona mı doğru gidiyoruz dersiniz? hani ileri gitmek yerine, gerileme dönemine mi girdik acaba? Osmanlı'nın çöküşüne doğru gidilen süreç tekerrür mü etmekte yoksa? hani tekerrürden ibarettir ya hayat... Öyle mi dersiniz?
 
Ne kadar karışmış meğer kafamız, yazınca gördüm ki, ben de epey bir karışığım... Uyanmak lazım sanki? Uyan Türkiye’m diyesim geldi birden!
 
E halen bir şey anlatamadıksa şayet;
 
İyi uykular güzel Ülkem ve güzel Ülkemin güzel İnsancıkları...


Ulaş ÇOBANCI