Bir yerde ne kadar kuru gürültü varsa, orada o kadar niteliksiz iş vardır derler çoğu zaman… Aslında konumuz sinema dünyasıysa eğer, pek de haksız sayılmaz bunu söyleyenler…

Çünkü içi ağzına kadar tıka basa anlam yüklü sözleriniz varsa, bunların yeterince açık duyulabilmesi için ya da içeriğinin olabildiğince net anlaşılabilmesi için, dumanların ve alev toplarının arkasına saklanmadan, dokunaklı ve insanın ruhuna işleyecek müziklerle veya gerçeği hiç aratmayacak oyunculuk döktürüşleriyle bir başyapıt yaratma işine gömülür, başka hiçbir şeyi umursamazsınız…

İşte, ‘ White House Down ‘ ( Beyaz Saray Düştü ) filmini seyretmeye başladığımda, ne yazık ki böylesi kaygılarla doluydum ister istemez… Çünkü bol patlamalı kütlemeli ve yine çok sıfırlı filmlerin istense de unutul(a)maz ve asla unutul(a)mayacak yönetmeni Roland Emmerich idi ‘ White House Down ‘ ın yönetmeni…

Evet, sinema dediğiniz şey insanı yarattığı muazzam ihtişamla alabildiğine eğlendirmeli ve zamanın o hapsedici etkisinden ne olursa olsun mutlaka kurtarabilmelidir…
Ama  bunu sağlarken, bir insanı sadece iki göz ve kulaktan ibaret sayarsa, işte o zaman yaptığını kendim için saygısızlık olarak görür ve ortaya konulan o banal iş için, aklıma gelen en ağır sözleri sarf etmekten çekinmem…

Bu anlamda filmimizin başındaki sakin havayı iyiye işaret saymış ve hem etkili hem de değerli bir aksiyon filmi seyretmek anlamında ‘ White House Down ‘dan oldukça umutlanmıştım…

Ama ne mümkün, meğersem o sükunet dolu  dakikalar kara kuru, banal, fırtına öncesindeki sinsi sessizlikmiş… Yani Ronald Emmerich, yine yapmış yapacağını ve bir bardak suda fırtına koparmak için yine bol sıfırlı çekleri hunharca ve zekâ pırıltılarından uzak bir şekilde çarçur etmeyi başarmış…

Bozuk para misali harcanan dakikaların unutulmaz yönetmeni Ronald Emmerich Amca, bu filmiyle portföyüne bir hayal kırıklığı daha eklemeyi biliyor…

Şöyle bir medya organlarına bakıyorum da, film için bazı iyi eleştiride bulunan eleştirmenler çıkmış onca eleştirmen arasından… Açıkçası çok şaşırdım o fazlasıyla iyi niyetli aklı evvellere…

Havai fişek gösterisinden misli misli maliyetli 3. Sınıf bir fener alayı gösterisinde övülecek ne buldularsa artık… Bundan sonra çekilecek her bol sıfırlı hayal kırıklığı yapımı onlara yollayalım da, bari IQ seviyesi düşük film sevdalılarını o filmlerin müşterisi yapmaya devam etsinler…

‘ White House Down ‘ın diğer bir defolu yönü de, buram buram alev saçıcı şiddetteki ağdalı Amerikan propagandası tadı… Hoş, bu özellik de yine başka bir Ronald Emmerich karakteristiği, yani bizi yine çok şaşırtmamalı bu şahin bakış açısı…
Oyunculuklar ise Jamie Foxx' un vargücüyle sergilediği çırpınışları bir kenara koyacak olursak, böylesi filmler için beklendiği gibi ortalamanın altında ve içerikle paralel olarak yeterli düzeyde… Çünkü zaten anlatacak ve rol kesecek nitelikli bir hikâyeniz yok, neden daha fazlasına ihtiyaç duyasınız ki…

Belki tek pozitif notu Beyaz Saray’ ın patlatılmasındaki o sahneye verebiliriz… Kim bilir, kaç kişinin içinin yağları erimiştir o an… Ne kadar Amerikan düşmanı varsa, herkes hayallerinin gerçeğe dönüştüğünü düşünmüştür o anlarda… Ama oldu olacak o kadar işte…

Uzun lafın kısası, ‘ White House Down ‘, beylik 3. Sınıf bol Amerika propagandası barındıran, niteliksiz ama bol dumanlı bir aksiyon filmi… Bana soracak olursanız, gitmeden önce kendinize şunu sormalısınız: ‘ Acaba gereksiz bir gösterişle donatılmış ve havai fişeklerle abartılmış bir fener alayına bu kadar para dökmeli miyim?.. ‘

Benim cevabım kesinlikle ‘ Hayır ‘ olurdu dostlarım… Gerisi size kalmış… Paranızın ve zamanınızın ne kadar değerli olduğu, sadece sizin bilebileceğiniz bir şey... 

İşte, o muazzam gürültülü ve içinde iyi şey olarak sadece
Jamie Foxx' un dikkat çektiği filmin fragmanları... İlk olarak 4 dakikalık gösterişli fragmanın linki... Bu da ikinci offical fragmanın linki... Bu da başka bir fragman linki...

Sevgi ve Saygılarımla…
Fırat ÖÇAL
Hayat ve İnsan -
www.hayatveinsan.com / Hayatı ve İnsanı Anlatan Ciddi Yazılar