Haydi gel de bu fikre bayılma ve ne kadar süreceğini bilmesen de peşinde koşma?.. Sosyal ağ bağlantılarımda küçük ve sıradan bir gezinti yapmayı düşünürken, ' Stumbleupon ' ağımın giriş sayfasında İngilizce bir yazı belirdi...

What happened in

Orta karar olan ingilizcemle yazıyı kolayca çözdüm ve doğum yılımı yazıp enter' a bastıktan sonra, zaman makinesinde enfes bir tur başladı benim için...  Hemen doğduğum yıla yani 1972 senesine gittim ve anlatmaya başladı kısa kısa alıntılarla...

O yıl nelerin olup bittiğini sıralayan ingilizce hazırlanmış nefis nostaljik yazılar, kolay kolay akıl edilemeyecek yaratıcılıkta bir fikir olarak gözüktü gözüme birden... Ne kadar umursamazca bir tavrınız olsa da, doğumunuzdan sonra sizi derinden etkilemiş o olaylara kayıtsız kalamıyorsunuz...

Ben de kayıtsız kalamadım zaten kısacık süreceğini düşündüğüm 'Stumbleupon' ağı gezintimde... Sonrasında  tam 15 dakika sürdü ve anlattıkça anlattı program... Allah sizi inandırsın, geçen sürenin bir dakikasından bile sıkılmadım dostlarım...

Çıkan her bilgi, doğumum sonrasındaki ilk gençlik yıllarımda beni o kadar derinden etkilemiş ki, şimdiki o insan olmam da yapı taşlarım haline gelmişler, hepsi birden hayatıma girdikleri andan itibaren tek tek...

Ne ilginçtir ki, daha geçen günlerde 90'ları ve eski klipleri yaad etmiştim elimde olmadan... Snap, Vanilla Ice, Boby Mc Ferin... Elimde olmadan diyorum, çünkü kafaca ileriye bakan biriyimdir çoğunlukla ve nostaljiyi tadımlık severim çok uzatmamak koşuluyla...

Ama dedim ya, kayıtsız kalamadım ve elimde olmadan gömüldüm gittim hatıralara... Mesela ilk notlardan biri olan ' The Godfather ' filmi ve sonrasında gelen seri, sinema izleme hobisini, tadına doyulmaz bir tutku olarak kemikleştirmiştir bünyemde açıkçası...

Diğer bir notla hatırladığım, DVD ve Blueray icat olmadan önceki VHS kaset günlerim de derinden etkilemiştir sinema vb. görsel multimedya tutkumun şekillenmesini, ki şu an izlediğim her diziyi ve filmi onlar sayesinde bu derece bir tutkuyla izlemekteyim...

Ya o yıl ABD.' deki en çok satan kitaplar listesinin zirvesinde yer alan ' Martı Jonathan Livingston ' a ne demeli?.. Edmon de Amicis' in ' Çocuk Kalbi ' ve Saint Antoine de Saint-Exupéry' nin ' Küçük Prens ' kitabı ile birlikte bana kitap okumayı sevdiren bir iki baş ucu kitabımdan biri oldu o eşsiz ve benzersiz eser...

Daha neler neler var o zaman makinesi notlarının  arasında... Her birini tek tek alıp, anılarımla harmanlayıp anlatsam, destan olur ve bir iki küçük düzeltmeyle beraber rahatlıkla bir ' otobiyografi ' haline getirebilirim o yazıyı...

Belki fikir çok basit ama etkisi o kadar vurucu ve sürükleyici oldu ki, gözlerime inanamadım... Dünyadaki hemen hemen hiç bir güç, beni bu kadar kolay ikna edip, peşine düşüremezdi doğum yılım olan sihirli ' 1972 ' rakamının ardına...

Helal olsun 'Stumbleupon' ağına ve teşekkürler yaratıcı çalışanlarına... Eğer hiç bir işinizin olmadığı, özgür hayat parçalarınızdan birine denk getirirseniz bu karşılaşmayı, bence en az siz de benim kadar büyük zevk alırsınız o süprizlere gebe büyülü anlardan...

Sevgi ve Saygılarımla...

Fırat ÖÇAL


www.hayatveinsan.com - Hayat ve İnsan - Hayatı ve İnsanları Anlatan Ciddi Yazılar